13 Şubat 2013 Çarşamba

İNGİLTERE




Uçakla iki saatte aşıldı hava
İndik nihayet değdi ayaklar yeryüzüne.
Boston kalacağımız yerdi,
Oda Londra’ya iki saatti.
Sokaklar soluk benizlilerle kaynıyor
Biri ateş püskürüyor
Biri akordeon çalıyordu tuhafların.
Kasvetli binalar havalardan daha cesurdu
Yağmur bulutları seviyordu bu insanların tepesini
Okyanusa da girdim orada
Kot bir şortla…
Hava yine yağmur,çamur
Gülerek ıslanan saçlarıma şarkılar söyledim
Ayaklarımı seven beyaz sulara
Bir anketçi geldi bilmediğim ağızla
Gittiği yere kadar harcadım gâvurcamı
Suları gibi insanları da beyazdı
Sevmedim desem yalan olurdu onları
İtalyan restoranında çalıştım bir süre
İtalya ve İngiltere iç içe
Tadından geçemedim yalan yok.
Yeni yemekler öğrenmek bir yana
Yeni yerler ve sokaklar
Cesaret verirdi insana.

Robin Hood ormanından yayılan bir merhamet
Shenvood ona olan özlemi solurken
Karısı Marian’ı düşünmeden etmedim.
Ayıp olurdu iyi yürekli bir adamın ardındaki kadını düşünmeseydim.
Bu ülkenin sokaklarına gelmek istemem
Ahengi bozulabilir şiirin
Ar olmayan gençliği burada es geçelim
Publarda güzel kadınlara içilen biralardan bahsedelim
Anne ve babanın olmadığı bir ülkenin
Ne kadar büyülü olabileceğini de geçelim.
Bu kadar söyleyeceklerim.


ELİS ÖZER

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder